Böreğin Tarihçesi

 Börekler, hamur iÅŸlerinin ecesi, mutfağımızın dünyada ünlenmesine sebep olan ürünlerin başında gelmektedir. Fıtçından kalakaya, boyozdan pırasalı böreÄŸe, çullamadan samsaya, dızmanadan  babataya, baklavadan Laz böreÄŸine, keteden haçapuriye, sirnikadan neropitaya, poÄŸaçadan Özbek mantısına, Tatar böreÄŸinden yaÄŸmur böreÄŸine, nokuldan su böreÄŸine, semsekten  bandumaya, kömbeden hellim böreÄŸine, aÄŸzı açıktan kaytaz böreÄŸine, katmerden BoÅŸnak mantısına, serpme börekten Erzincan ketesine, kahiyeden talaÅŸ böreÄŸine, Ramazan pidesinden gözlemeye, eriÅŸteden tutmaca kadar yüzlerce yıldır yapılagelen bu tarifler Türk mutfağının kültürel mirasıdır. 

Türk ve Anadolu mutfağında börekler çeÅŸitleriyle, en az Türk tarihi kadar eskidir. Tabii her böreÄŸin ardında bir hikaye ve o hikayenin yaratıcısı, gelecek kuÅŸaklara aktaranı vardır. Ä°ÅŸte böylece somut olmayan kültürel mirasımız sayılan bu deÄŸerler aile büyüklerinden çocuklara, torunlara aktarıla aktarıla gelmiÅŸtir günümüze. Ondan dolayı deriz ki; aldığı kadar un veya göz kararı su, kulak memesi yumuÅŸaklığında olacak hamur. Bu aktarım daha sonra ehil ellerde reçetelere dökülmüÅŸ, kitaplaÅŸmış, belgelenmiÅŸtir.